Çoğu blog yazma meraklısının ilk yaşadığı meselelerden birisi blog açıp yazacak mevzu bulamamasıdır.
Bende tarttım taşındım ve yeni başlayan bloggerlara bu hususta elimden geldiğince takviye edeyim dedim
.
Blog açmanın ilk aşaması blogunuzun ilişkisine makul bir ad bulmaktır,genellikle artık mevzu bulmaya geçilir.
Eğer bir isminiz yok ise üzülmeyin ve sabırla üstünde düşünün.
Çünkü blogunuzu akıllara kazıyacak olan ilk şey "temayla uygun" yalın ve markalaşması basit bir ad bulmaktır.
Bu hususta örneğin bloghocam adresini gösterebiliriz.
BlogHocam ismine bakınca blogun ne ile ilgili olduğunu gayet net birşeklinde anlayabiliyorsunuz değil mi? Bu sebepten sizin de yapmanızlüzumlenen ilk iş temanıza makul bir adla yola çıkmanız diyebilirim.
Blog tecrübe et şey şahsi internet arsası olarak deyim edilebilir.
Yurt dışında kişiler genel olarak kendisi hayatlarını, dertlerini, mutluluklarını ve aile hayatlarını anlatıyorlar.
Dedik ya şahsi internet arsası diye, burası sizin istediğiniz şeklindeyeşerecek bir arsa, dolayısıyla ona ne ekeceğinize siz hüküm vermelisiniz.
Şimdi bir saniye durun ve sizin elinizde en fazla olan veyahut bire beş verecek tohumlarınız var mı? Hangi konularda iyisiniz? Hangi iyi olduğunuz konular dış dünyadaki başka okurların ya da bloggerlarınalakasını çeker?
Kendimden misal vereyim ben şahsi bir blogum, öğrenciyim, kitap okumayı, film takip etmeyi, ecnebi dilleri ve sosyal basın da gezmeyi severim.
Klasik bir gencim tam manasıyla kendimi hakim gördüğüm bir alanım yok.
Bu yüzden şahsi blog olma hükmü aldım da diyebilirim.
Bloghocam'ın içeren Serdar bey de üniversitede mühendislik okuduğuzaman kendisi gibi mühendislere takviye etme emeliyle yazmış.
Şuan da büyük oranda uzun zamanlardan ardından kullandığı bloggertecrübeleri vasıtası ile Bloghocam'ı yönetiyor.
Ben Bloggerlıktan defa anlamam kod bilgim yok denecek kadar azdır, bu halimle gidip Bloghocam tipinde bir blog açsaydım blog yazmak bana bir hobi değil meziyet olurdu.
Başka bir deyişle anlayacağınız emeliyle kendinizi hangi bölgede henüzferah yazabilecek vaziyette görüyorsanız o hususta yazmanız sizin iyiliğinize olacaktır.
Çünkü şunu unutmamak gerekmektedir ki blogunuzun tanınması bir anda olmayacak hem de belki 50 60 yazıdan ardından olacaktır.
Blogger ve Internet dizayn ile ilgili malumat veren bloglar: Bu tür bloglaraynısı henüz içersinde bulunduğunuz Bloghocam gibi bloggerlara takviyeetme emeli taşıyan bloglardır.
Tam güvenilir olmamakla birlikte her bloggerin belli bir döneminde çokça ziyaret ettiği bloglar olmasını göz önünde bulundurursak organik ziyareti (yani googledan aramayla bulan ziyaretçileri) bol olan blog tarzıdır.
Ama bu üstünlüğünün yanında şu şekilde de bir dezavantajıbulunmaktadır ki mevzu sorunu çekmeleri defa muhtemeldir.
Kodlama bilgisi olmadan bu tür bir bloga atlamak defa hatalı gerçekleşir.
2 aya kalmaz sıkılıp yazmayı bırakmanız muhtemeldir.
Kişisel gelişim blogları: Şahsi gelişim blogları adından daanlayabileceğiniz gibi insanlara lüzum kendisi yazdıkları lüzum çeviriettikleri makalelerle yardımda ve destekte bulunmayı amaçlarlar.
Yazarları genel olarak psikoloji okuyan veyahut psikoloji mezunu insanlardan oluyor diye zannediyorum.
Bu bloglarda defa vakit öldürmediğim içersinde henüz ayrıntılı malumatveremeyeceğim ne yazık ki.
Anne blogları: Gerçekte bu tür blogların isminin tam anlamıyla anne blogu olduğunu sanmıyorum.
Ancak biz anne blogu diyelim zira bu bloglar çocuk bakımı ve kendisiçocuklarının doğumdan ardından neler yaptıklarını anlatır sankiçocuklarının günlüğünü meblağ ve anne olmak isteyen ya da anne olacak olan şahıslara takviye etme emeli taşırlar.
Bu tarz blogların okuyucusu ne kadar sadıktır bilemem hiç anne olmadım ve erkek olmama bakacak olursak mezara kadar bilemeyeceğim şeylerden birisi.
Ama yeniden de doğru mevzu seçimi ile getirisi yüksek olabilecek blog tarzlarından birisi olabilir.
Örneğin çocuğunuzun yaşadığı bir hastalığı sebep atlattığı ile ilgiliyazarsanız bu problemden şikayetçi olan şahıslar gelip sizin yazılarınızı okuyabilirler.
Yemek blogları: Adından da anlaşılabileceği gibi yemek blogları yemek ile ilgili yazarlar.
Gerek kendisi tariflerini lüzum yemek yapar iken ilgi edilmesilüzumlenen püf noktaları anlatarak gayet de güzel bir organik trafik çekebilirler.
Eğer aranızda gastronomi okuyan bir blogger adayı varsa ve yemeklerdenbeğeni alıyorsa bu hususta yazmasını şiddetle öneririm.
Sağlıklı yemek, diyet, Türk mutfağı, değişik ananesel yemekler ve henüzbir ton açık kapısı olan bir blog tarzıdır.
Şu yemek nasıl yaparız tipinde aramalar yapabilir ve buradan da ciddianlamda okuyucu gelebilir.
Günlük bloglar: Günlük bloglar defa tutulan blog tipi değildir ve harbidentavsiye etmem.
Genel olarak günlük meblağ gibi kendisi hayatlarını yazarlar.
Eğer cem yılmaz değilseniz kimse üslubunuz ya da hayatınız içersindeblogunuzu okumaz kusura bakmayın.
Hayat anlatan bloglara bu arada Google doğrulusunda defa da arama trafiği gelmez.
Ama şu şekilde bişi de var bundan beş yıl ardından girip okuyup gülebilirsiniz.
Benim buluğ çağımdan kalan bir blog girişimim vardı, bunu dostumbulup oldukça bir dalga geçmişti.
Onun vasıtası ile bütün blogu en baştan okudum ve ziyaretçilere kapattım.
Şuan yanlızca ben girip okuyabiliyorum ve harbiden defa utanç doluolduğu halde güzel bir hatıra olarak kalmasından memnunum.
Sadece kendim içersinde yazacağım diyorsanız bu tür bir blog size uyabilir.
Kitap blogları: Kitap blogları aynısı instagramdaki "bookstagram"lar gibi kitap okuyup bu kitaplar ile ilgili yorumlarını yazarlar.
Aslına bakarsanız arama trafiği yönünden güzel bir yere bulunduran bu tarzın tek kötü yanı her hafta minimum bir yazı yazabilecek kadar defakitap okuyamamanız olacaktır.
Diğer blog tarzlarında defa sık yazı yazma fırsatınız olabilir fakat bir kitapteklifi blogunda işler o kadar süratli gelişmeyebilir.
Belki yanlızca kitap önerilerinizi değil de arada sırada okuma listenizi, kitaplığınızı, gezdiğiniz kitapçıları gibi şeyleri yazabilirsiniz fakat galibabu da bir yere kadar gerçekleşir.
Eğer külfet değil ben hafta içerisinde bir yazı yazmadan da hallederim diyorsanız yeniden de siz bilirsiniz.
Şahsen kitap blogu okumayı severim.
Eğer halihazırda bu tür bir bloğunuz varsa okumayı defa isterdim.
Seyehat blogları: Yeniden isminde apaçık verildiği emeliyle bu bloglar gezmeyi seven ve parası bol olan kesimin kullandığı blog tarzıdır.
Açıkçası ben bu tür bir blog açamam, dediğim gibi öğrenciyim fakatgezmekten hoşlandığım içersinde ülke ülke olmasa da mahalle mahalle ya da yakın etraftaki şehirleri dolaşmak isterdim.
Bu bloglar arama trafiği yönünden iyi bir getiriye sahip olma potansiyeli içindedirler.
Ama tabiki blogtan bloga değişir.
Örneğin "İstanbul Sultanahmet Gezim" adlı içinde 20 resim 2 paragraf olan bir yazı aramalarda 10.
sayfalardayken "İstanbul Sultanahmet'te Gezilecek Yerler" adlı 20 paragraf 5 fotoğraftan meydana gelen bir yazı ilk sayfalarda yer alabilir.
Bu başka blog tarzlarında da geçerli olan fakat yolcu ve moda bloglarındakendisini daha çok gösteren bir olaydır.
Kısa bir not olarak dursun burada: Yeni başladıysanız ve aramalarda yükselmek istiyorsak içeriğiniz uzun ve orjinal olmalı.
Moda blogları: Genel olarak bayan bloggerlerin kullandığı tarzdır.
İçerisinde makyajından tutun da kaşına kadar moda anlatılır.
Bir erkek olarak söylemeden geçemeyeceğim fakat kızlar kaşın modasıgerçekleşir mu yahu ne yapıyorsunuz Tanrı aşkına..
Bir dostum anlatmıştı galiba geride bıraktığımız yıl ince kaş modaydı diye herkes kaşlarını aldırmış, bu yıl de kalın kaş modaymış diye kaş ektiriyorlarmış.
Neyse konumuz bu değil o yüzden söyleyeceklerimi söyleyip geçiyorum.
Moda blogları genellikle kızlar doğrulusunda defa takip ediliyor diye biliyorum.
Eğer alakanız varsa bu tür bir blog açabilirsiniz.
Ama unutmamalısınız resim koyduğunuz kadar yazı da koymanızgerekiyor, yok ise tam manasıyla gelişmeniz süratli olamaz diye tahmin ediyorum.
Kişisel bloglar: Şahsi bloglar genel olarak meydana karışıktırlar.
Bazen izledikleri bir filmden efkar yanar, bazı durumlarda hoşlarına giden hatıralarını anlatır, bazı durumlarda de malumat muhtevalı yazılar yazmaya çalışır.
Tabi her şahsi blog aynısı değildir.
Bu noktada yeniden kendisi blogum Agalara Geldik'ten söz etmekistiyorum.
Agalara Geldik'te esas tema eğlenmek ve mizah çoğunluklu.
Hal bu tür olunca ister film önerileri adı altında yazı yazayım, ister kitap önereyim veyahut istersem bloggerı kullanmaya başlarken yaşadığım sıkıntıları bloghocam okuyucu kitlesi gibi insanlara takviye emelliyazayım içine mizahlı bir anlatım katıp Eklendi havası verince muhtevahatıranda temama makul oluyor.
Dediğim gibi şahsi bloglar meydana karışıktırlar.
Bir şahsi blogu okuduğunuzda içersinde yazarını bulursunuz, yazarın psikolojisini anlatan en güzel blog tarzlarından birisidir.
İyi yanı mevzu sorunu defa çekmezsiniz fakat kötü yanı Google trafiği vedaimi takipçi bulmakta zorlanabilirsiniz.
Benim en fazla yaşadığım sorun hitin düşük olmasıydı.
Yazmayı bırakmadım ve yakın vakitte da bırakmayı düşünmüyorum.
Ha bir de karşılaşabileceğiniz sorunlardan bir tanesi de Google reklamları almakta zorlanmanız olacaktır.
Ben bunca yazıya karşın ikinci aşamayı geçemedim.
Google blogumun sebep ilgili olduğunu kavrayamadığı içersinde reklam vermiyor diye tahmin ediyorum.
Bu da şahsi blog kanaati içinde olanlara bir ikaz mahiyetinde olsun.
Adeta biraz doğrultulu bir yazı oldu farkındayım fakat ne yapayım benşahsi blogum, tabi ki şahsi blog tarzının en güzel blog tipi olduğunu iddia etmiyorum fakat şu şekilde de bir soz bulunmaktadır "Tüm blog tarzları eşittir fakat kimileri henüz eşittir" İşte şahsi bloglar bence henüz denkdostlar.
Bende tarttım taşındım ve yeni başlayan bloggerlara bu hususta elimden geldiğince takviye edeyim dedim
.
Blog açmanın ilk aşaması blogunuzun ilişkisine makul bir ad bulmaktır,genellikle artık mevzu bulmaya geçilir.
Eğer bir isminiz yok ise üzülmeyin ve sabırla üstünde düşünün.
Çünkü blogunuzu akıllara kazıyacak olan ilk şey "temayla uygun" yalın ve markalaşması basit bir ad bulmaktır.
Bu hususta örneğin bloghocam adresini gösterebiliriz.
BlogHocam ismine bakınca blogun ne ile ilgili olduğunu gayet net birşeklinde anlayabiliyorsunuz değil mi? Bu sebepten sizin de yapmanızlüzumlenen ilk iş temanıza makul bir adla yola çıkmanız diyebilirim.
Blog tecrübe et şey şahsi internet arsası olarak deyim edilebilir.
Yurt dışında kişiler genel olarak kendisi hayatlarını, dertlerini, mutluluklarını ve aile hayatlarını anlatıyorlar.
Dedik ya şahsi internet arsası diye, burası sizin istediğiniz şeklindeyeşerecek bir arsa, dolayısıyla ona ne ekeceğinize siz hüküm vermelisiniz.
Şimdi bir saniye durun ve sizin elinizde en fazla olan veyahut bire beş verecek tohumlarınız var mı? Hangi konularda iyisiniz? Hangi iyi olduğunuz konular dış dünyadaki başka okurların ya da bloggerlarınalakasını çeker?
Kendimden misal vereyim ben şahsi bir blogum, öğrenciyim, kitap okumayı, film takip etmeyi, ecnebi dilleri ve sosyal basın da gezmeyi severim.
Klasik bir gencim tam manasıyla kendimi hakim gördüğüm bir alanım yok.
Bu yüzden şahsi blog olma hükmü aldım da diyebilirim.
Bloghocam'ın içeren Serdar bey de üniversitede mühendislik okuduğuzaman kendisi gibi mühendislere takviye etme emeliyle yazmış.
Şuan da büyük oranda uzun zamanlardan ardından kullandığı bloggertecrübeleri vasıtası ile Bloghocam'ı yönetiyor.
Ben Bloggerlıktan defa anlamam kod bilgim yok denecek kadar azdır, bu halimle gidip Bloghocam tipinde bir blog açsaydım blog yazmak bana bir hobi değil meziyet olurdu.
Başka bir deyişle anlayacağınız emeliyle kendinizi hangi bölgede henüzferah yazabilecek vaziyette görüyorsanız o hususta yazmanız sizin iyiliğinize olacaktır.
Çünkü şunu unutmamak gerekmektedir ki blogunuzun tanınması bir anda olmayacak hem de belki 50 60 yazıdan ardından olacaktır.
Blogger ve Internet dizayn ile ilgili malumat veren bloglar: Bu tür bloglaraynısı henüz içersinde bulunduğunuz Bloghocam gibi bloggerlara takviyeetme emeli taşıyan bloglardır.
Tam güvenilir olmamakla birlikte her bloggerin belli bir döneminde çokça ziyaret ettiği bloglar olmasını göz önünde bulundurursak organik ziyareti (yani googledan aramayla bulan ziyaretçileri) bol olan blog tarzıdır.
Ama bu üstünlüğünün yanında şu şekilde de bir dezavantajıbulunmaktadır ki mevzu sorunu çekmeleri defa muhtemeldir.
Kodlama bilgisi olmadan bu tür bir bloga atlamak defa hatalı gerçekleşir.
2 aya kalmaz sıkılıp yazmayı bırakmanız muhtemeldir.
Kişisel gelişim blogları: Şahsi gelişim blogları adından daanlayabileceğiniz gibi insanlara lüzum kendisi yazdıkları lüzum çeviriettikleri makalelerle yardımda ve destekte bulunmayı amaçlarlar.
Yazarları genel olarak psikoloji okuyan veyahut psikoloji mezunu insanlardan oluyor diye zannediyorum.
Bu bloglarda defa vakit öldürmediğim içersinde henüz ayrıntılı malumatveremeyeceğim ne yazık ki.
Anne blogları: Gerçekte bu tür blogların isminin tam anlamıyla anne blogu olduğunu sanmıyorum.
Ancak biz anne blogu diyelim zira bu bloglar çocuk bakımı ve kendisiçocuklarının doğumdan ardından neler yaptıklarını anlatır sankiçocuklarının günlüğünü meblağ ve anne olmak isteyen ya da anne olacak olan şahıslara takviye etme emeli taşırlar.
Bu tarz blogların okuyucusu ne kadar sadıktır bilemem hiç anne olmadım ve erkek olmama bakacak olursak mezara kadar bilemeyeceğim şeylerden birisi.
Ama yeniden de doğru mevzu seçimi ile getirisi yüksek olabilecek blog tarzlarından birisi olabilir.
Örneğin çocuğunuzun yaşadığı bir hastalığı sebep atlattığı ile ilgiliyazarsanız bu problemden şikayetçi olan şahıslar gelip sizin yazılarınızı okuyabilirler.
Yemek blogları: Adından da anlaşılabileceği gibi yemek blogları yemek ile ilgili yazarlar.
Gerek kendisi tariflerini lüzum yemek yapar iken ilgi edilmesilüzumlenen püf noktaları anlatarak gayet de güzel bir organik trafik çekebilirler.
Eğer aranızda gastronomi okuyan bir blogger adayı varsa ve yemeklerdenbeğeni alıyorsa bu hususta yazmasını şiddetle öneririm.
Sağlıklı yemek, diyet, Türk mutfağı, değişik ananesel yemekler ve henüzbir ton açık kapısı olan bir blog tarzıdır.
Şu yemek nasıl yaparız tipinde aramalar yapabilir ve buradan da ciddianlamda okuyucu gelebilir.
Günlük bloglar: Günlük bloglar defa tutulan blog tipi değildir ve harbidentavsiye etmem.
Genel olarak günlük meblağ gibi kendisi hayatlarını yazarlar.
Eğer cem yılmaz değilseniz kimse üslubunuz ya da hayatınız içersindeblogunuzu okumaz kusura bakmayın.
Hayat anlatan bloglara bu arada Google doğrulusunda defa da arama trafiği gelmez.
Ama şu şekilde bişi de var bundan beş yıl ardından girip okuyup gülebilirsiniz.
Benim buluğ çağımdan kalan bir blog girişimim vardı, bunu dostumbulup oldukça bir dalga geçmişti.
Onun vasıtası ile bütün blogu en baştan okudum ve ziyaretçilere kapattım.
Şuan yanlızca ben girip okuyabiliyorum ve harbiden defa utanç doluolduğu halde güzel bir hatıra olarak kalmasından memnunum.
Sadece kendim içersinde yazacağım diyorsanız bu tür bir blog size uyabilir.
Kitap blogları: Kitap blogları aynısı instagramdaki "bookstagram"lar gibi kitap okuyup bu kitaplar ile ilgili yorumlarını yazarlar.
Aslına bakarsanız arama trafiği yönünden güzel bir yere bulunduran bu tarzın tek kötü yanı her hafta minimum bir yazı yazabilecek kadar defakitap okuyamamanız olacaktır.
Diğer blog tarzlarında defa sık yazı yazma fırsatınız olabilir fakat bir kitapteklifi blogunda işler o kadar süratli gelişmeyebilir.
Belki yanlızca kitap önerilerinizi değil de arada sırada okuma listenizi, kitaplığınızı, gezdiğiniz kitapçıları gibi şeyleri yazabilirsiniz fakat galibabu da bir yere kadar gerçekleşir.
Eğer külfet değil ben hafta içerisinde bir yazı yazmadan da hallederim diyorsanız yeniden de siz bilirsiniz.
Şahsen kitap blogu okumayı severim.
Eğer halihazırda bu tür bir bloğunuz varsa okumayı defa isterdim.
Seyehat blogları: Yeniden isminde apaçık verildiği emeliyle bu bloglar gezmeyi seven ve parası bol olan kesimin kullandığı blog tarzıdır.
Açıkçası ben bu tür bir blog açamam, dediğim gibi öğrenciyim fakatgezmekten hoşlandığım içersinde ülke ülke olmasa da mahalle mahalle ya da yakın etraftaki şehirleri dolaşmak isterdim.
Bu bloglar arama trafiği yönünden iyi bir getiriye sahip olma potansiyeli içindedirler.
Ama tabiki blogtan bloga değişir.
Örneğin "İstanbul Sultanahmet Gezim" adlı içinde 20 resim 2 paragraf olan bir yazı aramalarda 10.
sayfalardayken "İstanbul Sultanahmet'te Gezilecek Yerler" adlı 20 paragraf 5 fotoğraftan meydana gelen bir yazı ilk sayfalarda yer alabilir.
Bu başka blog tarzlarında da geçerli olan fakat yolcu ve moda bloglarındakendisini daha çok gösteren bir olaydır.
Kısa bir not olarak dursun burada: Yeni başladıysanız ve aramalarda yükselmek istiyorsak içeriğiniz uzun ve orjinal olmalı.
Moda blogları: Genel olarak bayan bloggerlerin kullandığı tarzdır.
İçerisinde makyajından tutun da kaşına kadar moda anlatılır.
Bir erkek olarak söylemeden geçemeyeceğim fakat kızlar kaşın modasıgerçekleşir mu yahu ne yapıyorsunuz Tanrı aşkına..
Bir dostum anlatmıştı galiba geride bıraktığımız yıl ince kaş modaydı diye herkes kaşlarını aldırmış, bu yıl de kalın kaş modaymış diye kaş ektiriyorlarmış.
Neyse konumuz bu değil o yüzden söyleyeceklerimi söyleyip geçiyorum.
Moda blogları genellikle kızlar doğrulusunda defa takip ediliyor diye biliyorum.
Eğer alakanız varsa bu tür bir blog açabilirsiniz.
Ama unutmamalısınız resim koyduğunuz kadar yazı da koymanızgerekiyor, yok ise tam manasıyla gelişmeniz süratli olamaz diye tahmin ediyorum.
Kişisel bloglar: Şahsi bloglar genel olarak meydana karışıktırlar.
Bazen izledikleri bir filmden efkar yanar, bazı durumlarda hoşlarına giden hatıralarını anlatır, bazı durumlarda de malumat muhtevalı yazılar yazmaya çalışır.
Tabi her şahsi blog aynısı değildir.
Bu noktada yeniden kendisi blogum Agalara Geldik'ten söz etmekistiyorum.
Agalara Geldik'te esas tema eğlenmek ve mizah çoğunluklu.
Hal bu tür olunca ister film önerileri adı altında yazı yazayım, ister kitap önereyim veyahut istersem bloggerı kullanmaya başlarken yaşadığım sıkıntıları bloghocam okuyucu kitlesi gibi insanlara takviye emelliyazayım içine mizahlı bir anlatım katıp Eklendi havası verince muhtevahatıranda temama makul oluyor.
Dediğim gibi şahsi bloglar meydana karışıktırlar.
Bir şahsi blogu okuduğunuzda içersinde yazarını bulursunuz, yazarın psikolojisini anlatan en güzel blog tarzlarından birisidir.
İyi yanı mevzu sorunu defa çekmezsiniz fakat kötü yanı Google trafiği vedaimi takipçi bulmakta zorlanabilirsiniz.
Benim en fazla yaşadığım sorun hitin düşük olmasıydı.
Yazmayı bırakmadım ve yakın vakitte da bırakmayı düşünmüyorum.
Ha bir de karşılaşabileceğiniz sorunlardan bir tanesi de Google reklamları almakta zorlanmanız olacaktır.
Ben bunca yazıya karşın ikinci aşamayı geçemedim.
Google blogumun sebep ilgili olduğunu kavrayamadığı içersinde reklam vermiyor diye tahmin ediyorum.
Bu da şahsi blog kanaati içinde olanlara bir ikaz mahiyetinde olsun.
Adeta biraz doğrultulu bir yazı oldu farkındayım fakat ne yapayım benşahsi blogum, tabi ki şahsi blog tarzının en güzel blog tipi olduğunu iddia etmiyorum fakat şu şekilde de bir soz bulunmaktadır "Tüm blog tarzları eşittir fakat kimileri henüz eşittir" İşte şahsi bloglar bence henüz denkdostlar.